top of page

Bozkurt'un tarihi anlamı...

Bir Bozkurt düşmanlığıdır almış başını gidiyor

O kadar çok korkuyorlar ki milletin benliğindeki bozkurt ruhu yeniden canlanacak diye.

Ötekileştirmeye çalışıyorlar, öcüleştiriyorlar.

Aşağılık yorumlarda bulunuyorlar.

Dinci gruplar, bölücü sempatizanlar peş peşe yorumlar yapıyor.

Hâlbuki; Türk’ün ta kendisi olan bozkurta düşmanlık vatana, millete, öze düşmanlıktır.

Türklerin Gök Tanrı inancını aslında hiç bırakmadıklarını ve

kabul ettikleri dinler içerisine sindirmek suretiyle

hep devam ettirdiklerini söylemek mümkündür.

Bu durum bozkurt motifinin ortak millî hafızanın

bir unsuru olarak halen yaşamasında da ortaya çıkmaktadır.

Bozkurdun Türk kültüründeki yeri ve öneminin izahında,

yaşayan millî söz varlığı ile halk inanışları tamamlayıcı unsur olarak tanımlanabilir.

Sözlü kaynaklar, arkeolojik veriler ve tarihi kayıtların yanında;

yaşayan kültür unsurları da Türk kültür coğrafyasının hudutlarını

netleştirmeye yardımcı olacaktır.

Bir diğer tanımla bozkurdun ayak izini bıraktığı her nokta,

oradaki Türk varlığına delil sayılabilir.

Bundan dolayı unvan, kişi, boy ve yer adları ile

atasözleri, deyimler ve diğer sözlü kültür ürünlerinde geçen

bozkurt motifi önem arz etmektedir.

Bu bağlamda bozkurt işaretinin Türkiye’ye gelişi de

ilginç bir hikâyeye dayanmaktadır.

Sovyetler Birliği’nin yıkılmasından sonra

Bakü’de Ebulfeyz Elçibey’in düzenlediği mitingde

bir milyon Türk, Alparslan Türkeş’i Bozkurt işaretiyle selamladı.

Rahmetli Türkeş bu işareti Bakü'de ilk defa gördüğünde sordu:

“Bu ne?” diye Elçibey'e,

Hanım Halilova cevap verdi...

“Efendim bu, kurt işareti” dedi.

Orada görülen bu işaret daha sonra Türkiye’ye de geldi.

Aslında bu sembol Türk hakanları tarafından

başarı anlamına gelen bir zafer işaretidir.

Batıya göç eden Hun, Kıpçak, Peçenek Türkleri

aynı zamanda bu işareti “soy belirtici” olarak

yani "Ben Türküm" mânâsında da kullanmışlardır.

Öyle ki bu sembole İranlı Şair Firdevs’inin Şeyhname’sinde de rastlanmaktadır.

Türk kadınların minyatürünün yer aldığı bu eserde

Bozkurt işareti yapan kadınlar resmedilmiştir.

Bozkurt işaretinin, İslamiyet öncesi Göktürk döneminde ve

diğer Türk devletlerinde Türk hakanlarının zafer işareti olduğu,

mağaralarda bulunan 6.yüzyıla ait

Türk hakanı heykeli ile apaçık anlaşılmıştır.

Kurt motifinin Türk destanları bağlamında

Türk diliyle yapılan ilk değerlendirmelerini

Fuad Köprülü, Çin kaynaklarında yer alan

Göktürk menşe efsanelerini aktararak;“… Bütün bu ayinler, Tu-kiielerin kendilerini

Kurt nesli saydıklarını, yani kurdu kendileri için

bir Ongun/Totem bildiklerini göstermektedir.

Oğuz Destanında da mühim bir mevkii olan Kurd’un

Tu-kiie menkıbelerinde bu kadar ehemmiyet kazanması

işte bundan dolayıdır” şeklinde belirtmektedir.

Uygur, Göktürk destanlarından ve

Oğuz Destanı’ndan örnekler vererek kurdun mahiyetini açıklamaya çalışan

Nihat Sami Banarlı “Türkler, anayurtlarının

bu müthiş varlığına önce Tanrı diye tapmışlar,

sonra kendilerinin bozkurt soyundan geldiklerine,

böylelikle birer bozkurt olduklarına inanmışlardır.” demektedir.

Türk destanlarının atla birlikte en önemli unsurlarından

biri olduğu düşünülen kurdun

türeyişi sağlayan kurt (ata-kurt, ana-kurt),kurtarıcı kurt, cetlerine yardım eden ruh ve

kılavuz kurt vasıfları ile görüldüğü görüşü

araştırmacıların müştereklerindendir.

“Türeme, soyu yok olmaktan kurtarma ve kılavuzluk etme” bağlamında

Türk kök efsaneleri ve destanlarında

yoruma dahi ihtiyaç duymayacak açıklıkta yer alan bu motifin,

temel ortak özelliği tanrısallığıdır.

Adının “Bozkurt” oluşu da bu tanrısallığın en açık delilidir.

Bozkurt, gök yeleli kurt, gökkurt gibi adlandırmalarda

“boz” veya “gök” nitelemeleri, gök bağlamında renk teşbihi olduğu gibi,

aynı zamanda tanrısallık nitelemesidir.

Göktürk hakanlığının bağımsızlık alâmeti olan bayrağında görülen kurt,

bağımsızlığına düşkün olması ve

esir edildiğinde kendini boğarak öldürmesiyle tanınmaktadır.

Ayrıca kurt, liderlik ve yol göstericilik vasfı olan bir hayvandır.

Türk hakanları, milletinin esaret karşısındaki tavrını ve

bağımsızlığına düşkün oluşunu

kurdun karakteri ile bir tutmuş ve

kendilerini bu hayvanın temsil edeceğini düşünmüşlerdir.

Eski Çin tarihnamesi Chou Shu;

Türklerin bir kurttan türediklerini unutmak istemedikleri için

tuğlarında altın kurt başlarını taşıdıklarını,

Kağanın korunmasıyla görevli olanlara da “böri” dendiğini bildirir.

Bu bilgi daha sonraki Çin kaynaklarında da vardır.

Göktürklerde tuğların ve bayrakların tepesinde yer alarak

bir devlet sembolü haline gelen kurt;

Türklerin yaratılış efsanelerine kahramanlık etmiş,

soylarının tükenmesi tehlikesi ile karşı karşıya kalan Türk boylarının kurtarıcısı olmuş,

onlara rehberlik ve kılavuzluk etmiştir.

Bu soy devam ettiren-kılavuzluk sağlayan kurt

genel itibariyle erkek kurt olmak ile birlikte dişi kurt da olabilmektedir.

Ele geçen en eski dişi kurt/kurt ana motifli destan Vu-Sunlar’a aittir.

Nitekim Millî Mücadele döneminde kendisinde

bozkurt ruhu bulan Türk milleti;

onun esir edilemeyişini, azmini ve kararlılığını,

zor koşullara karşı direncini benimsemiştir.

Dönemin aydınları, yazarları ve sanatkârlarının eserlerinde

bozkurt temasını etkili bir şekilde işlemiş olması dikkate şayandır.

Batılılarca “bozkurt” olarak tanımlanan Gazi Mustafa Kemal Atatürk,

bu unvanı fazlasıyla hak etmiş ve asırlar öncesine gönderme yaparcasına

Türk milletinin bu önemli sembolünü

her fırsatta yaşatmaya gayret etmiştir.

Cumhuriyetin kuruluş yıllarından Atatürk’ün vefatına kadar

yoğun bir biçimde işlenen bozkurt motifi,

devletin resmi kurumlarından sosyal hayata kadar

yurdun tüm sathında kendine yer bulmuştur.

Atatürk’ün vefatının ardından bozkurt,

Atatürk dönemindeki yükselişini

devam ettirememiş ve kademeli olarak silinmiştir.

1944 Irkçılık-Turancılık davasına giden sürecin öncesinde

yayınlanan Türkçü içerikli yayınlar,

millî şef hükûmetince engellenmiş ve

bozkurt bir tabu niteliğine bürünmüştür.

Ancak pulların, paraların ve amblemlerin üzerinden

silinmek suretiyle geri plana itilmeye çalışılan bozkurt simgesi,

Türk milletinin bilinçaltında manevi olarak kuvvetli bir yükselişe geçmiş ve1950’de Kore’de,1974’te Kıbrıs’ta,1992’de Karabağ’da Türk askerleri tarafından kullanılmıştır.

Bozkurt simgesi Türk’ün simgesidir.

Bir siyasi oluşumun prangası altına alınamaz.

Benim gözümde özgürlük işareti neyse

Bozkurt işareti de aynen odur.

Bozkurt barışın simgesidir,

Bozkurt Türk’ün özgürlüğüdür,

özgürlüğünün simgesidir.

Bozkurtla her kimin bir derdi varsa

asıl sorun orada Türklüktür.

Bozkurtla sorunu olanın Türk’le, Türklükle sorunu vardır.

PKK sempatizanlarının el işaretini meşru kılıp

Bozkurt işaretine ayrılıkçı diyenler

bölücülerin ta kendileridir.

Bozkurt Türk’tür herkes saygı duymak zorundadır.



 
 
 

Comentários


  • alt.text.label.YouTube
  • TikTok
  • Spotify
  • alt.text.label.Instagram
  • alt.text.label.Twitter
  • alt.text.label.Facebook

©2023, Tüm Yayın Hakları UluTürk Tarih'e aittir

®
bottom of page